22

Background color
Font
Font size
Line height


(Y/N: Napsam, yapsam mı final?)

Jungkook gözlerini Hwa Young'dan ayırmadan elindeki anahtarı yavaşça masanın üstüne bıraktı ve yanına gitti. Kalbi hala atıyordu, ne yapması gerektiğinden de emin değildi. Bir kaç saat önce sevinçle parlayan gözler şimdi boşça karşıya bakıyordu. Jungkook eğilip Hwa Young'un gözlerine baktı.

"Noona, iyi misin?"

Hwa Young cevap vermedi uzun süre sadece boş bakmaya devam etti. Jungkook anlayamıyordu, Hwa Young'un şokta olabiliceğini düşündü ama ne olmuştu da bu hale gelmişti? Kook onu kendi başına odada bırakmaya karar verdi, belki dinlenmeye ihtiyacı vardı Hwa Young'un.

Jungkook tam kalkıcaktı ki durdu. Hwa Young'un tepkisiz yüzü gülüyordu. Kocam bir tebesüm vardı Hwa Young'un yüzünde ve birden Jungkook'u korkutan bir kahkaha bıraktı odaya. Bakışları aynı yerde kalmıştı ama kahkahalarına devam ediyordu. Komik bir şey mi aklına geldi acaba diye geçirdi kook ama bu pek normal bir gülüş değildi. Derin bir nefes aldı Hwa Young ve Jungkook'a baktı.

"Bir gece düşün Jungkook. Hayatının en güzel gecesi, en değer veridiğin insanla. Bir yere gidiyorsunuz, içkiler, masalar, insanlar, kalabalık. O gitmek istemiyor ve sen ısrar ediyorsun. Mutlu olucağınızı düşünüyorsun, orada güzel bişeyler yapıcağınızı"

Hwa Young anlatmayı kesip tekrar gülmeye başladı. Jungkook sadece dinliyordu.

"Gittiniz. Karşına oturdu. Gülümsüyor sana. Konuşuyorsunuz ve seni ne kadar sevdiğinden bahsediyor. Fakat onu rahatsız eden bir şeyler var ikide bir arkanızda oturan adama bakıyor"

Tekrar gülmeye başladı.

"Ahahah a-adam adama bakıyor! Düşün jungkook! Sen de ona bakıyorsun. Bir şey olup olmadığını soruyorsun bir şey demiyor ve hala arkanıza bakıyor. Sen mutlu geceyi mutlu bitirmek istediğin için onu ne kadar sevdiğini ve değer verdiğini anlatıcakken o ayağa kalkıyor! Ahahah talih işte!"

Gülerken ağzını kapatıyordu. Uzun süre kahkahalarına devam etti.

"V-ve sonra...sonra bir ses geliyor. Click click bang bang! Sen gözlerin açık bakıyorsun sevdiğine ama o karşında değil. Arkanı dönüyorsun ve ikide bir baktığı adamın önünde duruyor kendisi. Aynı ses yine! Bang! Sen koşarak yanına gidiyorsun onun. Çıkmak istiyorsun ordan ama bil bakalım ne oluyor?"

Jungkook tepki vermedi. Hwa Young yine gülmeye başladı.

"S-sen onun yanına gidince o sana doğru yaslanıyor. Sen sarıldığını sanıyorsun...ahahhah! Sen de sarıyorsun kollarını. Ama bir ıslaklık var elinde. Anlam veremiyorsun. Eline bakıyorsun. Kırmızı. Kıp kırmızı. Masalarda duran kırmızı şarap gibi, kırmızı ve sıcak. O an anlıyorsun. Sevdiğin sana sarılmıyor"

Gülmek için ağzını açtı bir kaç kez kahkaha attı ve durdu. Yutkundu.

"O-o vurulmuş ve üzerine yığılmış... Kollarında yatıyor...Yere damlayan kanı bir sürü insan arasında duyuyorsun. Herkes bağrışıp koşarken sen damlaları sayıyorsun... Ne yapıcağını bilemiyorsun. Başını kaldırıyorsun ve önünde durduğunuz adama bakıyorsun..."

Sesi gittikçe kısılıyordu. Jungkook Hwa Young'un ağladığını parkeye çarpıp pıt sesi çıkaran göz yaşlarıyla fark etti ve dinlemeye devam etti.

"Orada yok adam. Uzun süre kucağındaki ölü bedenle duruyorsun ve ambulans görevlileri onu kucağından alıyor... Yürümeye başlıyorsun eve doğru. Ne olduğunu düşünüyorsun..."

Hwa Young'un yüksek kahkahalarının yerini ağlarken çıkardığı bağırışlar almıştı.

"Güzel bir gece olmalıydı... Çok güzel bir gece... Ama kader Jeon.
Sana da demiştim değil mi bunu? Güzel gece sevdiğimin kanıyla bulandı üzerime sindi ve o da uçup gitti... Güzel bir gece olucaktı..."

Hwa young duraksadı bir an. Ve bağırmaya başladı.

"Onu benden aldılar! Dediğin oldu! Onu benden aldılar! Gitti! Bir hiç için! Gecemin içine sıçan şeker bozuntusunu korumak için! Arkamızda oturan adamı korumak için! Şimdi anladım o adam vurulmasın diye vuruldu Taehyung! Her şeyimi verdiğim adam öldü!"

Jungkook gözlerini kocaman açıp Hwa Young'a ağzından çıkan isme odaklandı. Taehyung mu? Aklına Hwa Young'un giyinirken omzunda gördüğü dövme geldi. 'H.T'. 'Hwa Young. Taehyung' . Barın önüne geldiğinde duyduğu silah sesleri bunlar olmalıydı. Şimdi karşında ağlayan kadının hayatını mahveden ve Taehyung'u öldüren silah sesleri. Peki arkadaki adam kimdi, Taehyung'un korumak istediği?

"B-ben öcümü alıcam Kook! Sana da dediğim gibi. Onu benden alandan öcümü alıcam! Bir gün ne şekilde olursa olsun öcümü alıcam...! Sevdiğim adamı öldüreni ben de öl-"

Hwa Young'un sözü oturduğu kanepeya yığılmasıyla kesildi. Jungkook onu sarstı ama bir işe yaramadı. Bayılmıştı.

Jungkook duyduklarını hazmetmeye çalıştı bir süre. Bütün olanlar bunlar mıydı? Jimin nerdeydi peki bunlar olurken?

Hwa Young'u kucağına alıp yatağa yatırdı ve telefonunu açıp jimin'i aramaya karar verdi. Kaçıncı kez meşkuldeydi telefon. Sinirle mutfağa girdi ve tekrar aradı. Tezgahtan telefon sesi geliyordu. Tezgahın üzerindeki telefonu aldı. Jimin'in telefonuydu bu. Ekran da ise Jungkook'un telefonundan gelen sayısız çağrı ve mesaj vardı. Jungkook elindeki telefonu alıp lavaboya fırlattı.

"İyi bir arkadaş onu yarı yolda bırakmazdı Park Jimin. İyi bir kardeş ise ablasını asla bırakmazdı. Seni tanıyamamışım demek ki..."

~

Jungkook hareketsizce uyuyan Hwa Young'a baktı. Güzel bir gece olmalıydı... Jungkook okşadığı saçları bırakıp Yoongi'yi aramaya karar verdi. Unutmuştu onu. Başına bir şey gelmemiş olması için dudağını ısırıp telefonun açılmasını bekledi.

"Alo?"

Jungkook karşı taraftan duyduğu sesle derin bir nefes aldı. En azından telefona cevap vermişti.

"H-hyung ben Jungkook. İyi misin?"

"İyiyim Kook, neden merak ettin ki?"

"Bugün barda bir şeyler olduğunu duydum, sen de orda mıydın?"

"Boşver, iyiyim işte bu yeter bence. Yat hadi, iyi geceler"

Jungkook aldığı cevapla sinirlenmişti. O yoongiyi merak ettiği için aramıştı ve Yoongi yine onu başından savıyordu.

"Hyung yeter kaçıncı kez bunu yapıyorsun! Eve bile almıyorsun artık! Ben çok sıkıldım bu işten cidden! Şimdi evine geliyorum hyung ve açmazsan bir daha yüzümü göremezsin!"

Jungkook sinirle kapıya doğru yürüdü. Gidicekti bu sefer.

"Sakin ol Jungkook. Ben seni çağırıcam demedim mi? Şimdi eve gelmiyiceksin anladın mı? Bana güven lütfen"

"Hyung oraya gelicem! Sıkıldım bundan!"

"Sana gelme dedim gerizekalı!....."

Jungkook duyduğu şeyle geri adım attı. Yine aynı şeyi söylemişti Yoongi. Ama gülümsedi Kook çünkü Yoongi haklıydı.

"Pardon jungkook bunu demek istemedim... Sadece gelme. Bunu şimdi söylemiyicektim ama abini sana getiricem ve bunun için bekle biraz. Onu bulmak istiyordun değil mi?"

Jungkook şaşırmıştı. Tabi ki istiyordu.

"E-evet?"

"Tamam o zaman sözümü dinle Jungkook. Ayrıca şunu bil"

"Neyi?"

"Seni sevdiğimi"

"N-ne?"

"Seni sevdiğimi bil jungkook. Hepsini senin mutluluğun için yapıyorum"

"Ben de seni seviyorum hyung"

Söylediği şeyle ağzını kapadı ve duvara vurdu. Niye söylemişti ki, bunun yeri miydi?!

"Y-yani hyung ne zaman çağırıcaksın beni?"

"Kısa bir süre sonra jeon. 3 ay bekle olur mu?"

"Tamam hyung... 3 ay uzun bir süre... İyi geceler"

"Sana da jungkook. Ah dur kapatma!"

"Efendim?"

"Düşüncende haklısın Jungkook zeki birisin, Taehyung Suga'yı seviyordu ama öldü. Acaba ne oldu da öldü diyorsun değil mi? Hwa Young denen kadın anlattı mı sana bişeyler?"

"Evet"

"Suga'ya gelen kurşunu kendi yedi Taehyung. Salak olmalı. Herneyse bunu bilsen yeter, iyi geceler. Ve seni seviyorum"

Jungkook cevap veremeden telefon kapanmıştı. Hwa Young'un bahsettiği adam Suga'ydı. Bu gece ordaydı! Jungkook gitmediği için pişman olduğunu düşündü ama Yoongi'nin onu bulduğunu ve yakında tanıştıracağını söylediği aklına geldi.

"Zavallısın Jeon. Bir seni seviyorum lafına kanıcak kadar zavallı"

Aynadaki yansımasıyla bakışıp Hwa Young'un yanına gitti. Yoongi gerçeği mi söylemişti onu seviyor muydu? Jungkook düşünmekten vazgeçti. Yoongi yalan söylediyse, ben de buna inanacağım, daha önce yaptığım gibi dedi.

O yoongi'yi yalan söylese de kızamıyıcak, küsemiyicek kadar çok seviyordu çünkü. Hwa Young da Taehyung'u o kadar çok sevmiş miydi ki? Yada Taehyung Suga'yı?

~

"...ve seni seviyorum"

Yoongi telefonu kapatıp yatağın yanındaki komidinin üzerine koydu ve rahatsız takım elbisesini çıkarmaya koyuldu.

"Yine mi o evlatlık bozuntusu?"

Yoongi çıkardığı gömleği dolaba astı ve yatakta konuşan bedene baktı.

"Evet"

"Ne zaman bırakıcaksın onu, bu kadar yeterli değil mi sence de?"

Yoongi tek pantolonuyla yatağa oturdu ve karşısındakinin yüzünü okşadı.

"Sabret aşkım, lütfen"

Yoongi okşadığı yüzü kendininkine yaklaştırdı ve sertçe öpmeye başladı.

"Sana güveniyorum ama aklıma takıldı seviyor musun cidden onu?"

Dudaklarını aralayıp konuştu diğeri.

"Bunu daha önce de konuştuk bebeğim hayır, yani sevdiğim pek söylenemez"

"Anlıyorum..."

"Bana bak"

Yoongi göz kontağı kurdu yataktakiyle.

"Sadece 3 ay bekle ve bunları kafana takma. 3 ay sonra müstakbel kocan olacağım, güven bana"

Yoongi karşısındakinin cevabını beklemeden tekrar dudaklarını birleştirdi.

(Y/N: Yorum yaparsanız çok sevineceğim :') )

You are reading the story above: TeenFic.Net