Etrafındaki kadınlardan bir türlü jiminle konuşamayan jungkook buraya gelmenin iyi olup olmadığını hala sorguluyordu. Jimin ise gülümsiyerek kadın kalabalığının içindeki jungkook'u izliyordu.
Kadınları uzaklaştırıp jungkook'un yanına oturdu jimin.
"Sıkıldın mı?"
Sayılır anlamında başını salladı kook.
"Tamam gidelim o zaman"
Barmen önlüğünü çıkarıp büfenin arkasına attı ve koşar adımlarla çıkışa yöneldi.
"Jimin!"
Arkasında korumlarla uzun boylu bi adam onlara doğru yürü. Jimin sesli bir siktir çekip başını eğdi.
"Sen. Elemanım olur musun?"
Jimin'e bakmadan jungkook'la konuştu adam. Jungkook cevabını biliyordu soru çok saçmaydı zaten.
"Hayır bayım"
"Hmm peki eğer gay olduğunu jimin'e söylersem?"
Jungkook şaşkınca baktı. Bunu nerden anlamıştı ki bu adam. Cevap vermedi. Çalışmak istemiyordu, jiminin onun gay olduğunu öğrenmesini de istemiyordu. Jimin belki soğurdu ondan.
Kararın ne bakışı atıp jimine doğru ilerledi adam. Jungkook hızlı karar vermekten nefret etse de adamı çekti ve tamam dedi. Belki birgün işten çıkabilirdi ki daha ne iş yapıcağını bilmiyordu. Adam gülümsiyerek uzaklaştı, jungkook da jimin'in yanına gitti.
"Ne konuştunuz?"
"Hiç bişey"
"Bana kızıcağını sanmıştım işten çıkmam yasak çünkü, ama ne söylediysen bana bişey demedi sağ ol"
Gülümsemekle yetindi kook. İşten çıkmaya izin yok mu?
Jimin gazeteliği yine jungkook'a bırakıp Banbo köprüsüne doğru sürmeye başladı.
(Han nehrinin üzerindeki köprü)
"Kimdi o?"
Jungkook arkadan jimine tutunmuştu.
"Seokjin. Oranın sahibi"
"İyi biri mi?"
Jungkook saçmaladığını düşündü. Hangi bar işleten adam iyi olabilirdi?
"Sevdiği kişilere karşı evet ki bu kişiler bi elin parmağını geçmez. Onun dışındakilere 'köle' gözüyle bakar. Ben süreyle girdim ve sürem dolmak üzere. Önümüzdeki ay ayrılıyorum. Zaten para biriktirmek için çalışıyordum"
Jungkook yutkundu ve bir kez daha ani kararlarından nefret etti.
"Ayrılınca ne olucaksın?"
"Çalışıcam"
"Ne olarak?"
Jungkook cevabını alamadan Jimin köprüsünün başına bisikletini bıraktı ve yoğun arabaların arasında yürümeye başladı. Jungkook jiminin yaptığı çılgınlığa baktı. Burdan tek başına geçerse bi araba kesin ona çarpardı.
"Jimin! Gel buraya!"
Jimin'in koşar adımlarla geldi ve jungkook'u sırtına aldı. Her adımın da jungkook çığlık atıyordu çünkü arabaları durduran sadece jiminin dur işaretiydi. Orada geberebilirdi kook ki bir balina için karada ölmek çok üzücü olurdu.
"İdol olucam"
Jimin jungkook'u sırtından indirdi, arablardab uzak köprünün köşesine oturttu ve ayaklarını sarkıttı. Jungkook'un hala kalbi çok hızlı atıyordu.
İdol mü? Jungkook güldü. Onun da hayali buydu ama çocukluk hayali. Bi yaştan sonra hayalleri sadece yoongi'den oluşuyordu.
Acaba yoongi bir barda çalıştığını öğrendiğinde ne düşünürdü? Bu sefer öpmekle bırakmıyıcağı kesindi.
Karnındaki ağrıyla jiminin elindeki strawberry hill şişesine baktı.
"Bunu nerden buldun?"
" 'Ödünç aldım' bardan...~"
Jungkook göz devirdi. Jimin garip ve çoğu şeyi göze alan bir çocuktu.
En azından güvene biliceğini düşünüyordu. Her ne kadar şarap çalmış olsa da jimin.
"Jimin, seok-"
"Seokjin seni işe aldı değil mi?"
Jiminin konuşmayı duyup duymadığından şüphelendi jungkook. Gay olduğunu bilmesini istemiyordu.
"E-evet"
Güldü jimin
"Bu gece takma ama yarın kurtulmanın yollarını ara çünkü orası çok boktan bir yer. Bunu da al. Yarın geceki kokteyile davetlilerin listesi. Temize geçir, seokjinin gözüne girmelisin"
Kağıdı kucağındaki şarapla kook'a uzattı. Pembe şişe çekici duruyordu kook'a ama bu hün içmiyiceğine söz vermişti.
Bi anlığına siktir edip şişeyi dikti ve isimlere göz gezdirdi.
Beşinci isim gözlerini açmasına ve elindeki şişenin hızlıca ayaklarının altındaki Han nehrine düşmesine ve suda geniş bir dalgalanma oluşmasına neden oldu.
'5. Jeon Suga'
You are reading the story above: TeenFic.Net