Sen...

Background color
Font
Font size
Line height

Karşımda gördüğüm kişiye hayretle baktım ve hızla koşup kollarına attım kendimi dolu gözlerim ve titrek sesim olayın ciddiyetinin farkına vardırıyordu kendi kendime söylendim

Yn:çok üzgünüm her şeyi batırdım! Şimdi beni hatırlamıyorsun bile ama ben aksine seni unutamıyorum

Mattheo elini saçıma atıp okşamaya başladı

Mattheo:yn sakinleş geçti yanında ben varım

Yn:sen sen değilsin ki!

Mattheo:yn ne dediğini bilmiyorsun

Yn:hayır biliyorum sen bana güven veriyordun ya şimdi karşımda iki soğuk gözden başka bir şey yok seni hissedemi-

Dudaklarımdaki baskı gözlerimin sonuna kadar açılmasına neden oldu ona karşılık verdim sanki her şeyi hatırlıyor gibiydi şimdi neyin nesiydi bu öpücük ellerimi boynuna doladım nefes nefese kalana kadar öptüm onu

Mattheo:susabilirsin artık

Yn:... içeri geçelim mi

Mattheo:sen geç ben sonra geleceğim

Cebinden bir sigara çıkardı ve gidene kadar bekledi ben gittikten sonra sigarayı yaktı ben ise özlem dolu gözlerimle salonun yolunu tuttum gece boyu bir çok içki içtim ama en güzeli kuşkusuz draconun çocuğuna içtiğimdi içeri girer girmez draco elime bir cin tutuşturdu

Draco:bu çocuğum için içtiğim ilk içki sizinle beraber olması beni şereflendirir

Herkes bir anda kafasına dikti 5 10 dakika sonra herkes kafa yapmıştı

Yn:bu adamın ayak baş parmağı güzeldir!

Draco:bebeğiim!

Yn:annesi çok güzelmiş

Draco:annesi ben gayım!

Yn:bende gayım!

Draco:ama sende ondan yok ki!

Yn:ben yalancıyım dolandırıcıyım ben

Mattheo yanımda belirdi

Mattheo:ne yapıyorsunuz burada

Yn:ben dolandırıcıyım biliyor musun

Mattheo:ohoo kafa gitmiş

Yn:yoo çokta iyiyi-

Yere kapaklandım kulağımda düşüşümün sesi yankılanıyordu mattheo kıkırdayıp beni kaldırdı

Mattheo:sana alkol yaramıyor

Yn:yooo

Mattheo:yn seni eve bırakayım mı ister misin?

Yn:alkol içtin mi?

Mattheo:hayır

Yn:hmm  yaklaşsana bir

Yüzüme yaklaştı elimdeki kokteylden bir yudum alıp mattheo ile dudaklarımı birleştirdim evet artık alkollüydü ve beni eve bırakamazdı

Mattheo:neyin nesiydi bu şimdi

Yn:sen beni neden öptüysen ondandır artık alkollüsün burdan hiçbir yere gidemezsin

Mattheo:uhh yn bu gece seninle ben uğraşmayacağım

Mattheo garsonlardan birini şöför olarak tuttu ve gözden uzaklaştı ben ise partide sabahını hatırlamayacak kadar içtim tabi sızdımda sabah kalktığımda bir mide bulantısı karşıladı beni tabi otelde olmanın faydaları akşam kendi suitinde uyuyorsun içim dışıma çıkana kadar kustum

Yn:o kadar mı fazla içtim acaba

Otelden yeni kıyafetler sipariş ettim

Yn:oha bunlar baya iyi

Arabama binmeden heryeri inceledim dün geceki adam hiç bir yerde yoktu yerde kan lekeleri varfı ama adam ortadan kaldırılmıştı iş yerine vardığımda draco hariç herkes oradaydı holding ile ilgili küçük bir toplantı varmış benimde orda olmam gerekiyor diye bende girdim toplantının ortalarında girmek neye yarar

Yn:merhabalar üzgünüm geç kaldım

Mattheo:siz davetli değil siniz

Yn:nasıl davetli değilim ben baş tasarımcıyım

Mattheo:sizin departmanın başındaki kişi gelmeli bura-

Yn:bak benim için boş koltuk bile var

Mattheo:o size değil draco beyin

Yn:ne fark eder benim onun zaten gelemeyecek

Mattheo:gelirse nereye oturmayı düşünüyorsunuz

Yn:draconun kucağına otururum

Mattheo:izin vereceğini hiç sanmıyorum

Yn:görürüz

Draconun sandalyesine mattheonun yanına yayıldım draco toplantı boyunca gelmedi toplamtının sonunda mattheoya gördünmü dercesine bir bakış attım beni görmezden gelerek odadan ayrıldı yanında ise yeni asistanı vardı güzel her yeri yapılı al dudaklı dolgulu botokslu plastikten yapılma sarışın bir kız

Yn:asistansız yapamıyor musun

Birkaç telefon konuşması ve günün yarısı bitmişti bile draco hala yoktu mattheonun sekreteri onu etkilemeye çalışıyordu mattheo beni görmezden geliyordu ve üstünde çalışmam gereken şeyler daha bitmemişti louiste yoktu üzülmüyordum tabi yokluğuna ama işleri tek başıma yapmam gerekecekti elime kalemi alıp taslakları çizmeye başladım gözümde canlanıyordu çizdiklerim theodorenin ölçülerini almam gerekirdi ama oda daha gelmemişti  bu nedenle mattheonun yanına kıyafetinin planlamak için gittim kapıda menajeri beni durdurdu

-hey nereye girdiğini sanıyorsun

Yn:mattheo riddlenin odasına tasarım için

-üzgünüm programı çok yoğun başka zamana artık

Yüzünde tiksintici mimiği ve iğrenç sesiyle bir kaç adım geri attım ve parmağımdaki tektaşa bir göz gezdirdim yüzükle biraz oynayıp gözüne sokacak şekilde yakın tuttum

Yn:anlamadım güzelim sen mi sokmamacakmışsın beni

-bu ne böyle

Yn:he anlamadın sen olabilir beyinin tutukluk yapmış galiba yüzük mattheo diz çökerek verdi anlarsın ya içinde ismim falan yazıyor

-hıh anlıyorum gir! Mattheo bey birazdan gelir

Yn:gireceğim zaten sen çıkabilirsin

Koltuğa oturdum kısa süre sonra mattheoda girdi

Mattheo:benimle konuşmak hoşuna gidiyor sanırım menajerime kendini nişanlım diye tanıtmışsın

Yn:evet tanıttım hemende ötmüş sana söylüyorum bu kızdan sana menajer dahi olmaz

Mattheo:nedenmiş o bana söylemesi oldukça doğal

Yn:bu kızda sadece bu doğal zaten kızın saçı bile yapay vücudunda kendinden bir parça bile yok

Mattheo:ne demek oluyor bu

Yn:o kız insan değil plastik, makyaj ve cerrahi işlemler sonucu oluşan bir yaratık!

Mattheo:ortamda senden başka güzel olması bu kadar mı zoruna gidiyor

Yn:hayı- (sessizce) senin için bu dünyada sadece iki güzel kadın olabilir biri ben diğeri annen!

Mattheo:ne dedin yn

Yn:yok bir şey riddle demek istediğin şuydu galiba
✨çok güzelsin yn ama oda çakma güzel✨

Mattheo:öyle bir şey demedim

Yn:ha ben güzel değilim yani

Mattheo:yn hanım bu konuşma tarzınızı hiç beğenmedim

Yn:bende bu ithamlarınızı beğenmedim bay riddle kıyafet tasarımlarınız bunlar bana geri dönüş sağlarsınız

Dosyaları masanın üzerine fırlattım ardından hıncımı alamamış olmalıyım ki elimdeki yüzüğü sanki o almış gibi çıkarıp onuda önüne fırlattım

Yn:al belki menajerine hediye edersin

Göz yaşlarım sanki küçük bir bebekmişim gibi dolucasına geliyordu kendimi kayıp etmiştim odama hızlı bir biçimde ilerledim
Bir kaç dakika sonra menajer gelip benimle alay edercesine konuştu ve son olarak "matt dosyaları incelemiş şu tasarımı istiyor"
Bana klasik bir takım uzattı

Yn:bula bula en klasiğini mi bulmuş

-eh canım ne yapıcaksın zevkli adam senin gibi giyinecek hali yok değil mi

Yn:uh bak kızım! Benimle ne derdin var hiç bir bilgim yok ama buna devam edersen göz yuvarların boş kalacak!

-ya tabi öyledir ucube! Mattheo bey bunu duyunca ne diyeceksin acaba

Yn:sen hala burda mısın

Masadaki makası kaptığım gibi kıza yöneldim kız ise hızlıca mattheonun odasına kaçtı masama oturup içli içli düşündüm

Yn:o an mattheoya vurmasaydım bunların hiç biri yaşanmayacaktı

Bu aralar fazla duygusal olmamdan mı yoksa kıskançlıktan mı bilmem ama hızlıca evime gittim ve kutularca peçete bitirdim online alışveriş listem şu şekildeydi

-peçete 3 koli

-turşu
-mayonez
-çikolata
-ananas
-diş macunu
-erik

Diş macununun çikolatayla bu kadar güzel olduğunu kim bile bilirdi yorganın altında gözlerimi kısarak televizyonu izlemeye çalışıyordum ve telefonumu biri aradı

Yn:siri telefonu kapa lütfen

-Anladığımdan emin değilim

Yn:siri telefonu kapa

-Anladığımdan emin değilim

Yn:TELEFONU AÇMA!

-komutunuz algılanmıştır telefonu açıyorum

Yn:ne hayır kapat!

Telefonu alıp bir hışımla yere vurdum telefondan çıkan parçalar yerlere savruldu ardından yorganı yüzüme kadar çektim

Telefon kapanmamış olacak ki ses gelmeye başladı

-yn orada mısın?

Yn:mattheo?

-yn ne oluyor

Yn:neden aramıştın?

-çünkü... bu gün için üzgünüm eğer seni kırdıysam-

Yn:neden özür diliyorsun ki hele ki çalışanından

-yn beni nasıl düşünüyorsun fikrim yok ama ikimizde hemfikirizdir ki çalışanım gibi davranmıyorsun bu nedenle o resmiyeti benden bekleme

Yn:nasıl çalışanın gibi davranmıyormuşum?

Mattheo:yn menajerime nişanlı olduğumuzu söyledin sonrada bana sinirlenip yüzüğü fırlattı-

Telefonu yerden almak için ayağa kalktım fakat telefonun parçaları ayağıma battı ani olarak sessiz bir çığlık çıktı azımdan

-yn Ne oldu

Yn:boşver kapatabilirsin artık söyleyeceğin bu kadarsa tabi..

-evet bu kadardı

Mattheo kapattıktan sonra telefonun yeni haline baktım telefon imhası başarıyla gerçekleşmiş ayağımı daha çok kanatmadan pansuman yaptım ardından harmioneyi arayıp ayağımın halini anlattım ve hiç kâle almadan "bu muydu cidden" dedi ayağımız sızısını anlatamayacak haldeydim ki kapı çaldı

Yn:kim o!

-yn!

Kapı deliğinden baktığımda kimse yoktu kapıyı açıp yere baktım

•hepsi senin için sevgilim•

Kimin olduğunu anlayamadım not oldukça garip ve isimsizdi

O gece böylece yitip gitti


You are reading the story above: TeenFic.Net