Bölüm 3

Background color
Font
Font size
Line height


Oy, oy, oy, oy, oy, oy, oy, oy, yorum, yorum, yorum, yorum, yorum, yorum, yorum, yorum verin lütfeeeeeeeeeeeen.


🍀🍀🍀


"Acarların düğünü var iki gün sonra." Yüzümü buruşturup çayımı içmeye devam ettim. "Ne oldu kız? Yüzünü buruşturdun?" Akın abime döndüm. "Sevmiyorum öyle kalabalık bir ortamı. Fazla gürültü hoşuma gitmiyor." Azat abi güldü. "Alışsan iyi olur güzelim. Burası Urfa. Düğünleri de çok kalabalık ve gürültülü olur." Dedeme döndüm. "Ben gelmesem olur mu dede?"

"Olmaz torunum." Kaşlarımı çattım. "Neden ama ya?"

"Sen benim ilk ve tek kız torunumsun. Yıllardır da doğduğun şehirden, ailenden uzaktın. Şimdi tüm cümle alem duyacak. Ciwan Ağa' nın güzeller güzeli kız torununu." 

"Kesin kaçışım yok yani."

"Yok." Başımı arkaya attım. Aklıma gelenle başımı kaldırıp yerimde dikleştim. "İstediğimi giyinebilir miyim peki?"

"Sana uygun bir şeyler buluruz kızım. Sen merak etme." Başımı salladım. "Tamam anne." Çayımı bitirip masaya bıraktım. "Bir bardak daha doldursun kızlar sana." Başımı iki yana salladım. "Yok babaanne. Yeter bu kadar bana. Çok bile içtim. Ellerine sağlık herkesin. Ama izninizle benim gitmem gerek. Beste' ye sözüm var. Beraber parka gideceğiz." 

"Ben de geleyim senle abim." Başımı salladım. "Tamam abi gel." Salondan çıkıp aşağıya indim. Abim de arkamdan geldi. Beste' yi evden alıp arabaya bindik. Kısa sürede parkta olmuştuk. Beste' yi arka koltuktan indirmemle koşarak parka ilerledi. "Koşma bebeğim. Düşeceksin yoksa."

"Bırak kız gönlünce eğlensin Zeyna." Abim kolunu omzuma atarak beni kendine çekti. "Hadi bizde gidelim." Beraber yürüyerek boş banklardan birisine oturdum. Gözlerimle sürekli Beste' yi takip ediyordum. O sırada başka bankta oturan bir çift gözüme takıldı. Bir süre onları izledim. Koluma değen elle irkildim. "Zeyna, güzelim neden ağlıyorsun?" Abim diyene kadar ağladığımın bile farkında değildim. Elimin tersiyle sildim sol yanağımı. "Farkında değilim ağladığımın."

"Bir tanem ne oldu söyler misin?" Hala o çifte bakıyordum. "Zeyna, yapma bir tanem." Başımı iki yana salladım. "Zaman geçse de bazı yaralar iyileşmiyor abi. Bak kaç yıl geçti üstünden. Ama olmuyor işte. Şu an benim değil Songül' ün benim yerimde olması gerekiyordu. Acılar hep geçecek denir hep ama bir yerlerde hep o acı kalır." Abim kolunu omuzuma atıp beni kendine çekti. Başımı göğsüne yasladı. Abime ayak uydurdum. "Kalbinin en derinlerinde bile olsa hep orada kalacak Songül. Geçmeyecek ama alışacaksın. Üzülme o yüzden tamam mı? Hala çok zorlanıyorsun ama atlatacaksın. Sen, Beste için her şeyini vermeye hazırsın. Abinim ben senin kızım. Evet seni başkalarından kıskanıyorum ama senin gözünden düşen bir damla için ben dünyayı yakmaya hazırım. Sen üzülünce benim canımdan can gidiyor. Ben seni çok büyük bir heyecan ile bekledim. Senin hiç üzülmene izin veremem." Başımın üzerinden öptü. 

"Halaaaaaaa." Beste' nin bağırması ile yerimden doğruldum. Gözyaşlarımı silip ayağa kalktım. Beste salıncağa binmişti. Yerimden kalkıp yanına ilerledim. "Sallar mısın beni hala?"

"Sallarım halacığım." Arkasına geçip salıncağı ittirmeye başladım. "Hala buradan sonra senin evine gidelim mi? Seninle yatmak istiyorum bu gece."

"Babanı arayıp haber verelim. Sonra gideriz bebeğim." 

"O işi hal oldu sayın hanımlar. Ben şimdi Arda' yı arar haber veririm."

"Teşekkürler amca." Abime döndüm. "Merak etme. Hallederim ben." Başımı salladım. "Beste eve gidelim mi artık bir tanem? Hava bozmaya başladı. Üstünde ince. Hasta olabilirsin. Terlemişsin de zaten."

"Halaaa birazcık daha. Lütfeeeen." Salıncağı durdurup önüne çöktüm. "Bebeğim terlisin ama. Bünyen hassas senin. Çabuk hasta oluyorsun." Beste usulca başını salladı. Salıncağın emniyetini kaldırıp aşağıya indi. Ben de ayağa kalkmıştım. Kollarını havaya kaldırdı. Eğilip kucağıma aldım. "Abi hadi gidelim." Beraber parktan çıkıp arabaya ilerledik. Ben ve Beste arkaya geçtik. Abim de şoför koltuğuna oturup arabayı çalıştırdı.  Beste başını göğsüme koyup gözlerini kapadı. Eve varana kadar uyumuştu. Abim arabayı durdurup bana döndü. "Uyudu mu Beste."

"Hı hı uyudu. Okulda da çok yoruldu her halde. Parkta da yorulunca hemen uykuya daldı. Sessizce eve geçelim de yatağa yatıralım." Abim arabadan inip benim tarafıma gelip kapıyı açtı. Abimin yardımı ile arabadan inip konağa girdim. Abimin yardımı ile odama çıktık ve yatağa yatırdım Beste' yi. Üstünü örtüp odadan çıktım. Aşağıya inip mutfağa girdim. "Kolay gelsin hanımlar. Ne yapıyorsunuz? Hepiniz toplanmışsınız burada." Yengemler, annem ve babaannem hepsi mutfaktaydı. "Akşama şöyle güzel bir masa kuralım dedik. Senin sevdiğin yemekleri yapıyoruz."

"Yardım etmemi gerektiren bir şey var mı peki hanımlar?"

"Yok kızım. Sen yukarı çık ve dinlen."

"Babamlar nerede?"

"Şirkette işleri varmış. Akşama gelirler." Annemin yanağından öpüp mutfaktan çıktım. Avlu da ki oturma koltuklarına oturdum. Yaklaşık 1 saatin sonun Beste uyanmış, babamlar gelmiş ve hep beraber yemek yemiştik. Yemekten sonra biraz oturmuş ve sohbet etmiştik. Beste' nin uykusu gelince onu alıp odama çıktım. Üstümüzü değiştirip yatağa girdik beraber.


🍀🍀🍀

"Anne ben gelmesem olmuyor mu yaaa? Gerçekten aşırı sıkılıyorum ben. Ayrıca gürültü sevmiyorum."

"Bebeğim biliyorum sevmiyorsun ama deden istiyor. Hem en fazla 1 saat oturur tebrik edersin sonra abinlerden birisi ile eve dönersin olur mu? Dedeni kırmayalım. Adam o kadar heyecanlandı. Seninle düğüne gidecek diye." Sıkıntılı bir nefes verip başımı salladım. "Tamam ama sadece 1 saat. Fazlası olmaz. Sonra eve dönerim hemen."

"Tamam kızım. Hadi odana çık kıyafetlerini yatağının üstüne koydum. Onları giyinip aşağı inersin." Annemin odasından çıkıp kendi odama çıktım. Kapıyı açtığımda yatağımın üzerinde ki elbise gözüme çarptı. Çok güzel bir elbiseydi. Kapımı kapatıp hızlıca üstümü değiştirdim.

Eklem yüzüklerimi, kolyemi ve küpelerimi takıp çantamı alıp odadan çıktım. Yavaş adımlarla avluya indim. Herkes avludaydı. Şewin abi beni görünce ıslık çalıp elini uzattı bana doğru. "Arnas Aşiret' inin en güzel kızı teşrif etti. Çok güzel olmuşsunuz Zeyna Arnas." Gülümseyip uzattığı eli tuttum. "Teşekkür ederim Şewin Arnas." Herkese göz gezdirdim. "Hepiniz çok güzel ve yakışıklı olmuşsunuz." Dedeme döndüm. "Çıkalım mı artık." 

"Çıkalım torunum. Düğünün en güzeli sen olmuşsun. Şimdiden belli oldu bu." Gülümseyip dedeme öpücük attım. Şewin abimin koluna girip konaktan çıktık. Arabalara bindik. Toplam 6 arabaydık. Düğün yeri biraz uzak olduğu için yarım saatte düğün yerinde olmuştuk. Hepimiz sırayla arabalara indik. Ben yeniden Şewin abimin koluna girdim. "Hadi bakalım başlıyoruz."

"Rahatsız olursan muhakkak söyle tamam mı? Hemen çıkarız." Yüksek sesten ve gürültüden dolayı yüzümü buruşturdum. "Merak etme. En fazla 1 saat sabredebilirim. Sonra büyük bir ihtimalle migrenim tutacaktır. O yüzden her an yanınıza gelip size sırnaşmamı bekleyin."

"Her daim güzelim." Şewin abim alnımdan öpüp beni annemlerin yanına ittirdi hafifçe. Dönüp yanağından öpüp babaannemin koluna girdim. Masaya yaklaştığımızda biri yaşlı kadın ve yanında iki tane kadın karşımız da durdu. "Azze Xanımağam hoş gelmişsiniz."

"Hoş bulmuşuz Kader Xanım." Kadının gözleri benim üzerimde dolandı. "Yanında ki xanım kız kimdir? Şewin Ağa oğlumuzun kolunda girdi düğüne. Alnında öptü. Buke xanım mıdır yoksam?" Kadının merakına göz devirip babaanneme döndüm. "Babamın yanına gitsem olur mu?"

"Gidersin keça mın. Hele ilk tanışacakların ile tanış. Sonra gidersin." Gözlerimi büyülttüm. "Lütfen bana o kişilerin en fazla 10 olduğunu söyler misiniz? Yoksa arkama bakmadan kaçıp giderim."

"Zeynaa." Anneme döndüm bu sefer. "Kalabalıktan nefret ediyorum anne. Ayrıca yeni kişilerle tanışmayı sevmediğimi biliyorsun. Boşuna kızma o yüzden." Babaannem güldü ve elime hafifçe vurdu. "Torunum Zeyna. Oğlum Mehmet' in küçük evladı ve tek kızı. Hatta sülalemizin tek kız torunu." Kadının yanında ki kızlar yüzleri düştü. Vardı bir şey bunlar da ama. Kadın elini uzattı. Yüzüme sahte ve gıcık bir gülümseme yerleştirdim ve elini tutup sıktım. "Tanıştığımıza memnun oldum Kader Hanım." Kadın bozulmuştu elini öpmediğim için. Hemen kendini toparlayıp o da sahte bir şekilde gülümsedi. "Kızım Ayşe ve gelinim Hatce." Başımla selam verdim ikisine de. Babaanneme döndüm. "Şimdi gidebilir miyim?"

"Kadın kısmının selamlık kısmında ne işi vardır?" Ağır bir şivesi vardı. Sinirle soludum ve kadına döndüm. "Kader hanım saygısızlık yapmak istemem ama. Dedemin, amcamların, abilerim en önemlisi de babamın yanına giderken kimseye hesap vermem gerekmiyor. Hatta yaptığım hiçbir şey için kimseye hesap verme zorunluluğum yok." Babaanneme döndüm. "Tanışacağım başkaları var mı?" Annem yanıma gelip koluma dokundu. "Sen git kızım babanın yanına. Tanışmasan da olur. Seni zorlamak istemeyiz. Sinirlendirmeyi hiç. Burayı da biz hallederiz. Nerede rahat isen oraya git." Başımı salladım. İlk annemin sonra da babaannemin yanağından öpüp geri çekildim. "Özür dilerim babaanne. Ama yeni insanlar beni çok geriyor ve istemsiz sinirleniyorum. Kalbinizi kırmak istemiyorum sinirle bir şeyler dersem eğer."

"Git torunum git. Ne sorunu? Gönlünce davran. Kimse sana bir şey diyemez merak eyleme. Haydi git sen babanın yanına. Hem deden de çoktan seni gelip alması gerekiyordu. Kendini yiyordur torunum gelmedi diye." Gülüp kollarımı boynuna doladım. "Dünyanın en mükemmel babaannesisin sen Azze Sultan." Yanaklarından tekrar öpüp kolundan çıktım. "Deli kız." Yanlarından ayrılıp insanların arasından hızlıca geçtim. Şimdiden bunalmıştım. Babamın yanına geldiğim de koluna hafifçe dokundum. Babam hızla bana döndü. "Kızım?" Hafifçe gülümsedim. "Babacığım."

"Annem seni insanlarla tanıştırmadı mı?" Kolunun altına girdim. Bir elimi beline sararken diğer elimi de göğsüne yerleştirdim. "Sadece 3 kişi ile tanıştım ki bu bile fazla benim için. Aşırı gerici bir ortam vardı. Baba resmen gerginlikten ölecektim. Hiç sevmiyorum yeni insanlarla tanışmayı." Babam gülüp saçlarımın arasından öptü. "Tahmin edebiliyorum güzelim. O yüzden babamları uyarmıştım. Ama sanırım annem çok heyecanlı. Ondan dayanamadı. Seni biraz sıkıştırmış olabilir." Başımı salladım. "Birazcık sıkıştırdı. Ama kurtuldum bir şekilde."

"Kızınız olduğunu biliyorduk. Ama bu kadar güzel olduğunu bilmiyorduk Mehmet Bey." Karşımda ki adama döndü bakışlarım. Babam sert bir sesle konuştu. "Evet, kızım olur kendisi." Babam bana döndü. "Babam ve abinler şurada. İstersen yanlarına git." Başımı salladım. Uzanıp yanağından öptüm. Amcamlara döndüm. "Görüşürüz amcalarım." Babamın kolunun altından çıkıp babamın gösterdiği tarafa ilerledim. Dedem ilk beni fark etti. Yüzünde büyük bir gülümseme oluşmuştu. Ben onlara yaklaşınca dedem yerinden kalkıp kolunu havaya kaldırdı. Hemen bana açılan yerime yerleştim. Saçlarımın üzerinden öptü dedem. "Hayırdır Ciwan Ağa. Her hal bu yaştan sonra kuma almadın Azze Xanımağa' nın üzerine." Dedem kaşlarını çattı. "Necat Ağa edebini bil de konuş. Ben ne zaman Azze' nin üstüne gül koklamışım da şimdiden sonra da koklayayım. Zeyna benim en küçük oğlum Mehmet' in kızıdır. Benim de ailemin tek kızı ve en gözde çocuğudur." 

Nasuh Ağa rahatsız bir şekilde yerinde kıpırdadı. "Affet Ciwan Ağa bilemedim." Adama göz devirip dedeme döndüm. "Abimlerden birisi beni eve bıraksa olur mu dede?"

"Neden torunum? Bir yerin mi ağrıyor? Bir sorun mu var? Söyle hele dedene gözümüzün nuru." Dedemin bu haline güldüm ve başımı iki yana salladım. "Böyle yaparak beni şımartıyorsunuz Ciwan Arnas. Ama bir sorunum yok. Sadece kalabalık ve gürültülü ortamları sevmiyorum." Dedem ağır ağır başını salladı. "Tamam torunum. Söyle torunlarımdan birisi seni götürsün." Dedemin kolunun altından çıkıp etrafa bakındım. Şewin abimi görmemle onlara doğru ilerledim. Abim Baran beni görmesiyle ve arkada ki çalan halay şarkısı hızla yanıma gelip elimi tuttu. "Hadi halay çekelim." Kaşlarımı çattım. "Ama eve gitmek istiyorum ben." Abim beni meydana sürüklerken arkasını döndü. "Hadi sizde gelin." Ardından bana döndü. "Şu halayı çekelim. Sonra ben seni eve bırakırım. Hem bende sıkılmaya başlamıştım." Başımı sallayıp abime ayak uydurdum. Hepimiz sırayla dizildik. Halay mendilini alıp en başa geçtim. Arif amcam bağırdı. "GÖSTERİN BAKALIM ARNASLARIN HEYBETİNİ HELE." Bu haline gülüp abimle başımızı iki yana salladık. Ve halay çekmeye başladık.

Serçe parmaklarımızı birleştirip sağ, sol ve ön, arka yapmaya başladık. Bir sağ yapıp iki adım öne çıktık. Sonra sol yapıp bir adım geriye gittik. Tekrar sol yapıp üç adım ileri gittik. Bir yandan da elimde ki mendili sallıyordum. Bir adım sağa gidip üç adım arkaya gittik. Ellerimizi ayırıp aramıza biraz mesafe koyup yuvarlak oluşturduk ve ellerimizi çırpmaya başladık. Merih abimin elinde ki mendili alıp ortaya geçtim. Abimler de etrafımda hilal şeklini aldı. Onlar birbirlerinin bellerine kollarını sarıp halaya devam ederken ben de elimde ki mendillerden birisini havaya kaldırıp sallamaya başladım. Diğer elimi de belime koyup hafif oturup kalkmaya başladım. Etrafımda bir tur dönüp iki elimi havaya kaldırarak sağa, solla sallayıp bir öne bir arkaya gidip geldim bir kez. Abimlerin birbirlerinden ayrılıp tekrar el çırpmaya başladı ben de etrafımda bir kaç tur elimde ki döndürüp halayın başına yeniden geçtim. Abimlerle tekrar birleşti. Serçe parmaklarımı birleştirdik. Tekrar dan başta yaptıklarımızı yaptık. Ardından tekrar ayrılıp aynılarını yap. En son birleştiğimiz de birbirimize yaslandık. Birkaç yere eğilip kalktık. En sonda halay şarkısı bittiğinde bizde durmuştuk. Derin nefesler alıp vermeye başladık. Etraf dan büyük bir alkış koptu. (Böyle bir halay var mı bilmiyorum. Kendim uydurdum. Linçlemeyin lütfen jdkfvd.)

Tekrardan müzik çalmaya başladı. "Hadi seni annemlerin yanına bırakayım. Biraz soluklan. Sonra eve gideriz." Başımı salladım abime. Baran abim beni babaannem ve annemin arasına oturtup kendisi de babamların yanına gitti. Annemin uzattığı bardak suyu alıp içemeye başladım. "Bir tane daha var mı?" Annem başka bir tane daha uzattı. Onu  da hızlıca içitim. "Maşallah keça mın. Ne gözel oynadınız öyle ağabeylerinle." Tanımadığım bir kadın konuşmuştu. Hafifçe gülümsedim. "Teşekkürler efendim."

"Nerde öğrendin böyle oynamayı Zeyna?" Lale yengeme döndüm bu seferde. Saçlarımı arkama attım. "Senin yeğeninde ne cevherler var bir bilsen Lale Arnas. Ağızın açık kalır. Lise mezuniyetim için öğrenmiştim. Oradan biliyorum. Bir de arada annemlerle falan halay çekerdik evde canımız sıkıldıkça." Gülüp anneme dönmüştüm ki arkamda hissettiğim bendenle kafamı çevirdim arkama. Bora abim arkamdaydı. "Pişt, kalkalım mı? Seni eve bırakayım. Daha fazla rahatsız olma." Başımı salladım. "Biz gidiyoruz anne." Yerimden kalktım. Eşyalarımı alıp Bora abimin koluna girdim. İkimiz düğün yerinden çıkıp arabaların olduğu yere geçtik. Abimlerin hepsi oradaydı. 2 arabayla eve döndük. Eve girer girmez ayakkabılarımı çıkarttım ve odama çıktım. Üstümdekileri çıkarıp kirli sepetine attım. Yüzümde ki makyajı da silip kendimi sıcak suyun altına attım. Sıcak su bütün kasları gevşetmişti. Duşu kısa sürdürüp çıktım. Pijamalarımı giyinip havlu ile saçlarımın ıslaklığını alıp yatağıma girdim. Işıkları kapatıp kendimi uykunun kollarına bıraktım. 


🍀🍀🍀






Ben geldiiim. Nasılsınız aşklar? Nasıl gidiyor? 

Yeni bölüm ile karşınızdayım.

Nasıl buldunuz bölümü?

Görmek istediğiniz bir sahne?

Diğer bölümde görüşmek üzere. Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.




You are reading the story above: TeenFic.Net